21 Mayıs 2014 Çarşamba

ESİN KAYNAĞIM; DELPHOİ Tapınak Yazıtları

             Esin Kaynağım DELPHOİ Tapınak Yazıtları 
Yeniden Yenicesine Öğrenebilmek- Öğretebilmek

                                               “Her gün bir bilinmeyeni öğrenmeyi /paylaşmayı
                                                 İlke edinenler, uzun ve sağlıklı yaşarlar” Y. Tümerdem
KENDİNİ BİL

  Yılllar öncesinde bir kitabın sayfaları arasında okuduğum, o güne kadar 
duymadığım bir tapınağın, Delphoi Tapınağının kapısında yazılı olan
 “Kendini Bil” deyişi, yaşam felsefem oldu…
 O günden sonra, çevremdekiler arasında “kendini bilmezleri, 
haddini bilmezleri” görüp tanıdıkça sımsıkı sarılır oldum bu iki sözcüğe… 
Ne zaman yeni bir karar almaya kalkışsam, 
yeni bir adım atmayı düşünsem ciddi anlamda “ sakin olmalısın. 
İyice düşünmelisin. Kendini ve gücünü bilmeden hareket etmemelisin”
derim kendi kendime. 
Yaşamımın her anında;“Ani kararlarımı, bu kararlardan kaynaklanabilecek yanlışlarımı önleyen önsezilerimin, bu iki sözcükte gizli olduğunu düşünürüm.
 Gerçekleri görmemi sağlayan, 
genetik yapımı oluşturan/
beni var eden / 
büyük güç önlüyor” 
diye düşünür, ona göre de davranırım… 
Bu nedenle; yaşamımda öncü / 
gizemli bir güç olan bu iki sözcüğün nereden geldiğini, 
yazılı olduğu tapınağın nerede olduğunu
 öğrenme isteğimi de 
hiç ama hiç yitirmedim… 
Hekimlik ve eğitimsel çalışmalarımın yoğunluğu biraz azalınca, 
biraz soluk alınca, İstanbul’un cıvıltılı Semtlerinden olan 
Beyoğlu ve Tarih Kokulu Sahaflar çarşısındaki sanat ve kültür ışıltılı kitapçılar, 
sıklıkla uğrak yerlerim olmuştur. 
Hemen her gün yeni bir kitapla tanışmak öylesine hoş bir duygu idi ki benim için. 
Bu duygu anlatılmaz yaşanır. 
Öte yandan son günlerde, bilgisayarla dost olmanın,
 internet ile iletişim kurmanın şansını yakalamanın da
 keyfi göz ardı edilemez, 
benim için. 
Delphoi tapınağının nerede olduğu araştırmaya
 karar verdiğim günlerde, 
bir sitenin içinde kutsal tapınakların duvarları 
arasında saklanırken buldum Onu…


Dünyada çok sayıda kutsal tapınak vardı kuşkusuz. 
Yıllar öncesinde katıldığım 
Uluslar arası bir kongrenin ardından Bangkok 
sokaklarında dolaşırken, 
her evin bahçesinde kuş yuvasına benzeyen minik, 
tahtadan yapılmış  tapınakları gördüğümde hem gülmüş hem de 
“Aferin sana Tanrı Buda. Her an inanlarının yanındasın. 
Senin öğretilerini unutmaları olası mı?” diyerek 
Budizm’i benimsemişlerin bu ilginç buluşlarına hayran olmuş,
 onları içimden alkışlamıştım.
Rengârenk boyanmış bu tapınaklar 
yetiyordu insanlara ibadet etmeleri için.
 Önemli olan inançları idi. 
Buda her yerde onlarla birlikteydi, onlara destek oluyordu nasılsa… 
Dünyada gerçek anlamda bilinen üç kutsal tapınak vardı… 
İkisi Anadolu muzun topraklarında, Didim ve İzmir yakınlarında idi.
Üçüncüsü de Komşumuz Yunanistan’ın Başkenti olan, 
Atina yakınındaki Delphoi Tapınağı idi.
Tapınağın giriş kapısının sol tarafına Sokrates’in öğretiler yazılmıştı 
eski yunan alfabesi ile… 
Bu sözler; o gün olduğu gibi, bu gün de, yeni bir yüzyıl insanı için
 yol gösterici nitelikte idi… 
Büyük Düşünürümüz 
Hazret-i Mevlana Celalettin Rumi’nin, 
her yıl yüz binlerce insanın ziyaret ettiği 
Konya’daki Türbesinden içeri girildiğinde; 
"Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol” 
duvar yazısındaki yol  gösterici sözcükler ziyaretçiler tarafından
 beğeni ile okunuyordu… 
Bu veciz sözlerin yıllar önce,
Delphoi tapınağının kapısında; 
“olduğun gibi görün, göründüğün gibi ol, 
sevmiyorsan sever gibi yapma ” 
sözleri ile benzeşmesi Tanrısal bir rastlantı mı idi? 
Nasıl düşünülürse düşünülsün, bu benzerlik hem şaşırttı hem mutlu etti. 
Anadolu Topraklarımızdaki düşünürlerin ileri görüşlerini ve çağdaşlığını
 anlatıyordu bütün bunlar… Tapınağın diğer yazıları da bir birinden değerli ve 
yol gösterici idi… Çıkınımdaki kutsal sözcükleri her zamanki gibi 
yazarak paylaşmayı düşündüğümde,
 kalbimdeki çizgili kaslarımın telaşlı hücreleri 
teşekkür etti kalemime… 
Beynimdeki dingin hücrelerim de her zamanki gibi alkışlayarak 
ama ciddi duruşlarla kutladılar, çizgili defterimi… 
Gelin birlikte değerlendirelim, kişisel yorumumu da kattığım, 
Delphoi Tapınağının kapısında insanlığın iyiliği, 
mutluluğu ve dingin yaşamı için yazılan sözleri;

·        Ne kadar küçük olursa olsun işinle ilgilenmelisin. 
İşin yaşam dayanağının önceliği ve temeli olmalıdır.

·        Gürültü ve Patırtının ortasında sakin olmayı başarabilmelisin…

·        Sessizliğin ve sükûnetin içinde dinginlik ve mutluluk olduğun
          Unutmamalısın...

·        Telaşsız, yavaş ve anlaşılır bir dille konuşmalısın… Konuşurken başkalarını da dinlemelisin. 
Akıllı olmasalar, hatta yeterli bilgileri olmasalar bile karşındakileri dinlemelisin… 
Çünkü; doğru seçtiğin kitaplardan edindiğin bilgilerin yanı sıra, 
onlardan da çok şey öğrenebilirsin… 
Çünkü dünyada herkesin bilinen/ bilinmeyen bir öyküsü vardır mutlaka…
 O öyküler başkalarında olduğu gibi senin için de yol gösterici olabilir…

·         Yaşamın anlamını bilmeli ve tadını çıkarmaya çalışmalısın…
Çünkü geride kalan anlar geri dönüşümsüzdür…
 Başka türlü davranmak gerekmedikçe, herkesle dost olmaya çalışmalısın… 
Fakat kimseye tam olarak güvenmemeli, teslim olmamalısın…


·        Sevgi ve Aşkı değerlendirmeyi bilmelisin… Sevgi ve Aşk, kıraç
           Toprakların taze yeşili ve rengârenk çiçekleridir… Yani gerçek aşk ve
           Sevgi, mutlu yaşamın ta kendisidir…

·        Yılların akıp gitmesine öfkelenmemelisin… 
Gülümseyerek hatta kahkahalarla gülebilmelisin geçmişte olup bitenlere… 
Çünkü her şeyi ile o yılları sen yaşadın, hesabını kimse soramaz… 
Vermeye de zorunlu değilsin…

·        Gençliğe yakışan şeyleri gülümseyerek geçmişte bırakmalısın. 
Şimdiki seni; sana yakışır bir biçimde keyifli ve dertlerin ile çevreni sıkmadan yaşamalısın… 
Anıların arasından en güzellerini ve seni mutlu edenlerini seçmeli,
 diğerlerini fırlatıp erişilmeyen uzaklara atmalısın...

·        Hangi konuda olursa olsun kavgalarını sürdürürken bile kendi 
Kendinle barış içinde olmalısın. Görmeye çalış ki her şeye karşın
Dünya güzeldir. Yaşamak da öyle…

·        Arada bir isyan etsen bile unutma ki içinde yaşadığın evreni
 Yargılamak olanaksızdır… 
Öyleyse önce kendini sorgulamalısın…
Doğru olanı da kendin bulmalısın…

·        Yaşam için iki şey çok önemlidir. 
Bunlar, var oluşunun, varlığını
Sürdürebilmenin özüdür; 
Kin tutmamalısın ama olanları da asla
Unutmamalısın…
·       Son öğüdümüz; Herkesi ve her şeyi sevemezsin… 
Sevmeyi hak edenleri ve hak edileni sevmelisin…









Hiç yorum yok:

Yorum Gönder